ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde uygulayacağı ekonomi politikaları, yalnızca Washington’un değil, tüm küresel piyasaların kaderini etkileyecek bir rotada şekilleniyor. Ticaret stratejilerinden merkez bankalarına kadar geniş bir yelpazede etkili olması beklenen bu politikalar; yatırımcılar için belirsizlik, piyasalar içinse sert dalgalanmalar anlamına geliyor.
Üç ana senaryo üzerinden yapılan değerlendirme, yatırımcılar ve merkez bankaları için olası fırsat ve tehditleri gözler önüne seriyor.
1. “Küresel Uzlaşma, Piyasalarda Rahatlama” – Pozitif Senaryo
Bu senaryo, Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında gerçekleşecek uzlaşı temelli bir zirvenin ardından kapsamlı bir ticaret anlaşması yapılmasını temel alıyor. Böyle bir gelişme:
- “ABD’nin bazı gümrük vergilerini azaltması ya da belirli sektörlerde muafiyet tanıması, özellikle teknoloji hisselerinde %15-20 oranında değer artışını beraberinde getirebilir.”
- S&P 500 ve Nasdaq endekslerini rekor seviyelere taşıyabilir.
- ABD Doları’nın zayıflaması, gelişmekte olan ülke para birimlerini —özellikle Türk Lirası’nı— destekleyebilir.
- “TL’nin 37-39 bandına gerilemesiyle birlikte, BIST100 endeksi 11.000 puan seviyesinin üzerine çıkabilir.”
- Artan risk iştahı ile birlikte bakır, alüminyum gibi sanayi metallerinde yükseliş; altın gibi güvenli limanlarda ise kâr realizasyonu kaynaklı düşüş yaşanabilir.
2. “Tırmanan Ticaret Savaşları, Küresel Riskler” – Negatif Senaryo
En riskli senaryo olarak öne çıkan bu tabloda, Trump’ın Çin ve BRICS ülkelerine karşı daha agresif ticaret adımları atması bekleniyor. Bu senaryo:
- “Küresel ticaret hacminde %20-30 oranında bir küçülme yaşanabilirken, S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde sert düşüşler meydana gelebilir.”
- Büyük teknoloji şirketleri %30-40 arası değer kaybına uğrayabilir.
- FED’in faizleri sıfıra indirme ihtimali yükselirken, stagflasyon tehdidi büyüyor.
- “Güvenli liman arayışı altın fiyatlarını 3.800-4.000 dolar bandına taşırken, küresel büyüme endişeleri Brent petrol fiyatlarını 50-55 dolar seviyelerine çekebilir.”
- Türkiye özelinde TL’nin 45-48 bandına gerilemesi, BIST 100’ün ise 8.500-9.000 puan aralığına düşmesi muhtemel.
3. “Piyasada Kademeli, Dengeli Gerilim” – İhtiyatlı Senaryo
Bu senaryo, Trump’ın ani ve radikal değişiklikler yerine stratejik ve kademeli adımlar atacağı varsayımı üzerine kurulu. Böyle bir ortam:
- “Bu politika, küresel piyasalarda belirsizlikleri tam olarak ortadan kaldırmazken, dengeli bir gerginlik ortamı oluşturur.”
- VIX Endeksi’nin 18-25 seviyelerinde dalgalanacağı, FED’in ise sınırlı faiz indirimiyle piyasayı destekleyeceği öngörülüyor.
- Teknoloji hisselerinde %10-15 arasında yükseliş potansiyeli oluşurken, enerji hisselerinde kısmi bir daralma gözlemlenebilir.
- “Dolar/TL’nin 40-42 bandında dalgalanması, BIST-100 endeksinin ise 10.000-10.800 puan aralığında seyretmesi öngörülebilir.”
Jeopolitik ve Parasal Gerilimler Yatırımcıyı Temkinli Tutuyor
Trump’ın ekonomi politikalarına yönelik belirsizlikler yalnızca ticaret üzerinden sınırlı kalmıyor. Jeopolitik gelişmeler ve para politikasına yönelik siyasi baskılar da riski büyütüyor.
- “Trump’ın Rusya’ya karşı sertleşen söylemleri, enerji piyasalarında arz güvenliğine dair endişeleri artırmakta; bu durum petrol ve doğalgaz fiyatlarında yüksek oynaklık riskini gündeme getirmektedir.”
- Savunma sanayii harcamalarının artışı, bu sektöre dair hisselerde yukarı yönlü bir potansiyel oluşturabilir.
- “Trump’ın FED üzerindeki baskısı, özellikle uzun vadeli ABD tahvil faizlerinde yukarı yönlü risklerin oluşmasına neden olabilir.”
- Bu durum, yalnızca Amerikan ekonomisini değil, ECB ve BOJ gibi global merkez bankalarının politika çerçevelerini de dolaylı biçimde etkileme gücüne sahip.
Yatırım Stratejileri Trump’la Yeniden Yazılıyor
Trump’ın ekonomi ve dış ticaret politikalarındaki tercihler, “sadece ABD iç piyasaları için değil; küresel yatırım stratejilerinin yeniden şekillenmesi açısından da yakından takip edilmesi gereken belirleyici bir unsur” niteliğinde.
Üç farklı senaryonun her biri; emtia fiyatlarından hisse senetlerine, faiz oranlarından döviz kurlarına kadar uzanan geniş bir zinciri etkileyebilecek potansiyele sahip.
Kaynak; POLİTEİA





