Türkiye’de sigara/tütün piyasası giderek büyüyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise genelde Dünya’da sigara tüketiminde bir azalma eğilimi sürmekte. Bakanlığın son açıkladığı verilere göre Türkiye’de bandrollü sigara tüketimi 2023 yılında 137 milyar 348 milyon iken bu rakam 2024 yılında %9.54’lük bir artışla 150 milyar 487 milyona yükselmiş durumda.

Şekil 1. Türkiye’de sigara tüketimi (milyar adet), 2013-2024
(kaynak: https://www.tarimorman.gov.tr/TADAB/Menu/22/Tutun-Ve-Tutun-Mamulleri-Daire-Baskanligi)
Şekilde de görüldüğü gibi 2013 yılına gelindiğinde tüketimde görülen azalma, Türkiye’de tütün kontrolü konusundaki yasanın etkisine bağlanmıştı. Gerçekten de tütün yasalarının uygulanması konusunda ilk yıllarda hükümet ve ilgili birimlerin belirli düzeyde politik kararlılığa sahip olduğu görülmekte ve bu, tütün ile mücadele konusunda duyarlı olan bilim insanları tarafından da memnuniyetle karşılanmakta idi. 2013 sonrası azalma yerine tütün tüketiminde görülen artışlar ise ülkemize kısa zamanda gelen Suriye kaynaklı göçmen nüfusa bağlanmakta idi.
Tütün kontrolü konusundaki bazı duyarlı bilim insanları ise hükümetin konu ile ilgili zaman içindeki tutumunda görülen geriye gidişe dikkat çekmeye çok önceleri başlamıştı. Bu kötüye gidişin başlıca belirtileri; tütün piyasasındaki ürün çeşitliliğinin hükümetin verdiği izin ve teşviklerle hızla artması, nargile kahvelerin sayısının devasa boyutlara varması, açık tütün satan işyerlerin mantar gibi çoğalması ve tütün yasasında belirtilen satış noktalarında ve kapalı mekanlarda uyulması gereken kuralların ihlal edilme durumunun hızla artması idi.
Tütün mücadelesindeki bu kötüye gidiş artarak devam etti ve bu durum 2024 yılında sigara tüketim rakamlarının zirveye çıkmasına neden oldu. Hükümet ve ilgili kurumların mücadeleyi büyük ölçüde aksatmalarının gerçek nedenini yine bakanlığın açıkladığı rakamlardan tahmin edebiliriz. Bilindiği gibi sigara satış bedelleri içinde devletin aldığı vergi önemli boyutlardadır. 2024 yılında tüketim vergisi %57’den %53.5’e düşürülmüş ve paket başı maktu vergi ise 5.74 liradan 7.8 liraya çıkarılmıştı. Yani 100 liralık hasılatın 61.3 lirası vergiye gitmekte idi. 2021 yılında toplam bandrollü sigara satış hasılatı 100.8 milyar iken bu rakam 2024 yılında 500.6 milyara yükselmiş durumda. Ekonomik darboğaz içindeki hükümet için bu peşin nakit paranın ne anlama geldiğini ise anlatmaya gerek yok!
Türkiye’de yaşadığımız tütün tüketimi konusundaki durum sadece bu verilerden ibaret değil. Çünkü kayıt dışı tütün satışının büyük boyutlarda olabileceğine dair belirtilere hepimiz günlük yaşamımızda şahit olmaktayız. Bu gerçeğin bazı bulguları hükümetin açıkladığı rakamlar içinde de kendisini göstermektedir. Örneğin sarmalık kıyılmış tütün üretimi 2022’ye göre 2024 yılında 15.3 bin tondan 4.7 bin tona, tüketimi ise bir önceki yılın üçte biri düzeyinde olarak 3.1 bin tona düşmüş görünmektedir. Aynı şekilde nargilelik tütün ve makoron tüketiminde de büyük düşüşler görülmektedir. Halbuki aynı dönemde sigara kağıdı tüketimi 3.9 milyar adetten 6.4 milyar adete çıkmış durumda ve nargile salonları her yeri kaplamış görünüyor. Bu rakamlar, tütünün kaçak olarak kullanıldığının çok önemli bir göstergesidir.
Sigara ihracatı rakamlarını değerlendirmek, gerçekliğin bir başka yönden bakışla daha da berraklaşmasına yol açmaktadır. İç pazarda tüketilen sigara sayımız 2023 yılında 137 milyar 348 milyon iken 2024 yılında 150 milyar 487 milyona yükselmiş durumda. Oysa aynı yıllarda ihraç edilen sigara adeti 49.7 milyardan 43.2 milyara düşmüştür.
Tütün/sigara pazarının tümüyle çok uluslu tekellerin kontrolünde olduğu ülkemiz, yine bu büyük tekeller tarafından giderek daha da büyük bir pazar olarak değerlendirildiği apaçık ortadadır.
Halen halk sağlığını çok ciddi olarak tehdit eden, gelecekte çok daha da fazla olarak sakatlanma ve ölüme yol açacak, sağlık harcamalarımızın büyük ölçülerde büyümesine neden olacak tütün salgınının önlenmesi için mücadele, daha da acilleşmiş bir sorun olarak hepimizin önündedir.