Türkiye- 24 Temmuz 2025 tarihinde The Economist dergisinde yayımlanan “Süper Zekânın Ekonomisi” başlıklı makale, yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin günümüzde ulaştığı noktayı ve geleceğe dönük etkilerini tartışmaya açtı. Bu çerçevede hazırlanan rapor, YZ’nin tarihsel gelişim sürecini, teknolojik sıçramalarını, ekonomik etkilerini, toplumsal sonuçlarını ve uzun vadeli ufuklarını değerlendirmeyi amaçlıyor.
Tarih boyunca insanlık çoğunlukla istikrarlı bir çizgide ilerlerken, bazı dönemlerde radikal kırılmalar yaşandı. Sanayi Devrimi bunun en çarpıcı örneklerinden biriydi. Günümüzde yapay zekânın yükselişi de benzer bir kırılma ihtimalini gündeme getiriyor. Bu durum yalnızca teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda toplumların geleceğini, ekonomilerin işleyişini ve devletlerin rolünü yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.
Tarihsel Perspektif
İnsanlık tarihi boyunca gelişim büyük ölçüde durağan seyretmiş, yalnızca belirli anlarda köklü dönüşümler yaşanmıştır. Sanayi Devrimi, üretim biçimleri, işgücü ve toplum yapısında radikal değişikliklere yol açarak bu kırılmaların en önemlilerinden biri olmuştur. Günümüzde ise yapay zekâ, benzer ölçekte bir dönüşüm potansiyeli taşımaktadır. Silikon Vadisi’nde yapılan öngörüler, yapay zekânın yakın gelecekte bilişsel görevlerde insanı aşabileceğine işaret etmektedir. Bu iddialar, yalnızca teknolojiyi değil, ekonomik rekabeti, toplumsal düzeni ve küresel dengeleri de etkileme kapasitesine sahiptir.
Teknolojik Sıçramalar
Son on yılda YZ alanındaki gelişmeler, beklentilerin ötesinde ilerlemiştir. 2024’te yapay zekâ tabanlı büyük dil modelleri, Uluslararası Matematik Olimpiyatı’nda altın madalya kazanarak insanüstü bir kapasite sergiledi. Bu dönemde Çin ile ABD arasındaki rekabet, yapay zekâ yatırımlarını hızlandırdı. Uzmanlara göre 2027’ye kadar GPT-4’ün eğitiminde kullanılan işlem gücü bin katına ulaşabilir. Bu tablo, yalnızca teknik ilerlemeyi değil, aynı zamanda küresel rekabetin sertleştiğini de ortaya koyuyor.
Olası Riskler
Yapay zekânın ilerleyişi, beraberinde önemli riskleri getiriyor. YZ destekli biyoterör, milyarlarca insanı öldürebilecek ölçekte silah üretme kapasitesine işaret ediyor. Ayrıca yanlış ayarlanmış bir yapay zekânın kontrolden çıkması da ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Bu riskler düşük ihtimalli gibi görünse de Silikon Vadisi çevrelerinde ciddiyetle tartışılıyor. Bununla birlikte, YZ’nin kıyamete yol açmadan da büyük ekonomik ve sosyal çalkantılar yaratabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Uzun Vadeli Ufuk
Elon Musk’ın ifadesiyle, “süper zekâ ortaya çıktığında, insanlığın gelişimi önündeki tek engel doğa yasaları olacaktır.” Böyle bir durumda bilgi eksikliği, teknik yetersizlik ve insan hatası gibi sorunlar ortadan kalkabilir. Enerji bolluğu sağlanabilir, insan ömrü radikal şekilde uzayabilir. Daha makul senaryolarda dahi hastalıkların kökten tedavi edilmesi ve yaşam kalitesinde devrimsel artış yaşanması muhtemeldir.
Tarihsel Büyüme Karşılaştırması
1700 yılına kadar ekonomik büyüme son derece yavaş ilerlemiş, her yüzyılda yalnızca yüzde 8 civarında artış gerçekleşmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte bu tablo kökten değişmiş, büyüme hızı yüzde 350 seviyelerine ulaşmıştır. Bu, insanlık tarihinin en büyük ekonomik sıçramalarından biri olarak kabul edilmektedir. Sanayi Devrimi sonrasında doğurganlığın azalması ve refah artışı, büyümeyi yıllık ortalama yüzde 2 civarında istikrarlı bir çizgiye oturtmuştur. Ancak yapay zekâ, nüfus ve demografik sınırlara bağlı olmaksızın bu dengeyi bozabilecek, tarihsel büyüme kalıplarını aşabilecek bir potansiyele sahiptir.
Ekonomiye Etkisi
Tahminlere göre 2028’e kadar yapay zekâ, kendi gelişimini yönetebilir hale gelecek. Bu durum, ikinci bir büyüme patlamasına yol açabilir. Yapay zekânın fikir keşfini otomatikleştirmesiyle birlikte yıllık büyümenin yüzde 20’nin üzerine çıkabileceği öngörülmektedir. Epoch AI tarafından yapılan tahminler de bu ihtimali desteklemektedir.
Kazananlar ve Kaybedenler
YZ devrimi, kazananlar ve kaybedenler yaratacaktır. Kazananlar arasında sermaye sahipleri ve YZ ile işbirliği yapabilenler öne çıkıyor. Kaybedenler ise büyük ölçüde ortalama çalışanlar olacak. Bu kesimin ücret baskısı altında kalması bekleniyor. Beyaz yakalıların düşük verimlilikli sektörlere kayması durumunda, ücret beklentileri üretkenlikle karşılanamayacak; bu da mal ve hizmet fiyatlarında yükselişe yol açacaktır. Bir yandan ürün bolluğu fiyatları düşürürken, diğer yandan kaynak rekabeti maliyetleri artıracaktır.
Finansal Etkiler
Yapay zekânın yaygınlaşması, şirketler arasında büyük dalgalanmalar yaratabilir. Devasa yatırım ihtiyacı; altyapı, fabrika ve enerji yatırımlarını hızlandıracak. Bu durum faiz oranlarının yükselmesini zorunlu hale getirebilir. Yüzde 20–30 düzeyinde borç refinansman ihtimali gündeme gelebilir. Bunun sonucunda sermaye çıkışları, yüksek enflasyon ve makroekonomik istikrarsızlık riski artabilir.
Siyasi ve Toplumsal Yansımalar
Sanayi Devrimi döneminde demokrasi sınırlı bir olguyken, günümüzde kitlesel demokrasi söz konusu. Bu nedenle YZ kaynaklı eşitsizlikler, yeniden bölüşüm taleplerini artırabilir. Devletler, yapay zekâ sayesinde daha fazla izleme ve manipülasyon gücüne sahip olarak toplum üzerinde yeni denetim mekanizmaları geliştirebilir. Vergi politikaları, eğitim sistemleri ve sivil haklar yeniden tanımlanma ihtiyacıyla karşı karşıya kalabilir.
Sonuç ve Değerlendirme
Yapay zekânın yükselişi, insanlık tarihindeki büyük kırılmalar zincirinin yeni halkası olarak görülmelidir. Sanayi Devrimi insanlığın yolunu değiştiren bir dönüm noktası olmuştu; yapay zekânın yükselişi de benzer bir etkiye sahiptir. Ancak bu süreç yalnızca teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal, siyasi ve etik boyutlarıyla da ele alınmalıdır.
İnsan zekâsı aşılabilir, fakat insanlığın bilgeliği hâlâ vazgeçilmezdir. Yapay zekânın potansiyeli insanlığın yararına yönlendirilmediği takdirde, ekonomik ve toplumsal dengelerde ciddi kırılmalar yaşanabilir. Bu nedenle en kritik görev, yapay zekâyı kontrolsüz bir güç olmaktan çıkarıp, insanlığa hizmet eden bir araç haline getirmektir. Risklerin azaltılması, fırsatların adil şekilde paylaşılması ve teknolojinin etik bir çerçevede yönetilmesi, geleceğin şekillenmesinde belirleyici olacaktır.
Kaynak: POLİTEİA// TARİHSEL PERSPEKTİFTEN 21. YÜZYILIN YENİ KIRILMASI:
YAPAY ZEKÂ DEVRİMİ





