18 Ekim 2025’te, No Kings movement adıyla düzenlenen gösterilerde ABD’nin dört bir yanında milyonlarca kişi sokaklara döküldü. Organizasyon yetkilileri ülke genelinde yaklaşık 7 milyon katılımcı olduğunu açıkladı — 50 eyalette, 2 700’den fazla noktada eylem gerçekleşti. Bu büyük gösteriler, sadece gösteri rekoru kırmakla kalmadı; aynı zamanda, protestocuların bakış açısından, demokrasi adına verilen mücadelede bir “uyarı işareti” olarak değerlendiriliyor.
Neden “No Kings”?
Gösterilerin adı ve ana sloganı — “Taht yok, taç yok, kral yok” — açık biçimde bir otoriterliğe karşı refleksi yansıtıyor. Eylemciler, Donald Trump yönetiminde yaşandığını düşündükleri demokratik gerileme, güç tekelleşmesi ve halkın iradesinin göz ardı edilmesi eğilimine karşı bir duruş sergilediler.
Gösterilerde özellikle şu başlıklar öne çıktı:
- Başkanlık uygulamalarının geleneksel normlardan uzaklaşara giderek “tek adam” karakteri kazanmaya başlaması.
- Federal güçlerin — Ulusal Muhafızlar, göçmenlik ve gümrük birimleri gibi kurumların — kentlerde gösterilere karşı kullanılması yönünde endişeler.
- İfade özgürlüğü, toplumsal hareketler ve muhalefet karşısında giderek artan baskı.
Bu bağlamda “No Kings” sadece bir protesto değil; bir demokrasi savunusu olarak da okunabilir. Göstericiler, halkın yönetime katılma hakkının korunmasını, seçimlerin, kurumsal denetimlerin ve kontrol mekanizmalarının işlevsel kalmasını talep ediyor.
Gösterilerin karakteri ve önemi
- Katılımcılar arasında orta yaşlı, üniversite mezunu kadınların büyük bir payı olduğu belirtiliyor: Washington D.C.’de yapılan bir ankette katılımcıların %57’si kadın, %86’sı beyaz ve ortalama yaş 44 olarak tespit edilmiş.
- Gösteriler büyük ölçüde barışçıldı; birçok büyük şehirde “No Kings” eylemlerinde çıkarılan tutuklama sayısı sıfıra yakındı. Örneğin, New York’ta 100 000’in üzerinde katılım olmasına rağmen eylemler sırasında tutuklama yapılmadı.
- Protesto çağrısında, sarı renk giyilmesi yönünde katılımcılara çağrı yapıldı — bu renk “birlik”, “umut” ve “yükselen halk gücü” sembolü olarak seçilmişti.
Bu özellikler, hareketin sadece “öfkeli bir kitle” değil, düzenli örgütlenmiş bir demokratik tepki formu olduğunu gösteriyor.
Demokrasi için bir dönüm noktası mı?
Eğer bizler demokrasinin yalnızca seçimlerle değil, güçlerin sınırlandırılmasıyla, kurumların bağımsızlığıyla, halk iradesinin sürekli korunmasıyla yaşadığını kabul ediyorsak — “No Kings” gösterileri tam da bu alanlarda alarm çalıyor.
Trump yönetiminde yürütme gücünün artırılması, muhalefetin marjinalize edilmeye çalışılmasıi, kamu kurumlarının siyasileşmesi — ABD’ de demokratik sistemin sağlığı açısından risk olarak görülmektedir. Gösterilerin kitleselliği, bu algının yalnızca sınırlı bir grupla sınırlı kalmadığını; geniş katılımlı bir tepkiye dönüştüğünü gösteriyor.
Kaynak: https://sahihareket.com/milyonlarkrala-hayir-diye-haykirdi-abdde-demokrasi-alarmi/





