Türkiye- Birleşmiş Milletler’in (BM) küresel plastik kirliliğine karşı bağlayıcı bir anlaşma hazırlığı Cenevre’de yapılan son tur görüşmelerde de sonuçsuz kaldı. Petrol ihracatçısı ülkeler ve güçlü endüstri lobilerinin direnci, yeni plastik üretiminin sınırlandırılması, tehlikeli kimyasalların açıklanması ve yasaklanması gibi kritik başlıkların müzakere edilmesini engelledi.
Üç yılda yaklaşık 40 milyon dolar harcanan süreçte ortaya somut bir metin çıkmaması, BM’nin işleyişine dair ciddi güven sorunlarını da beraberinde getirdi.
“Olağan Konsensus” Süreci Krizi Derinleştiriyor
Anlaşmanın, tüm ülkelerin mutabakatını gerektiren konsensus yöntemiyle hazırlanması, az sayıda ülkenin süreci kilitlemesine imkân tanıyor. Suudi Arabistan’ın öne çıktığı “benzer düşünen ülkeler” grubu, plastik üretimine sınırlama getirilmesine ve bağlayıcı hükümler konulmasına karşı çıkarak süreci bloke etti. ABD, Rusya ve İran’ın da benzer şekilde müzakerelerin güçlü hükümler içermesini engellediği belirtildi.
Lobicilerin Orantısız Etkisi
Müzakerelere 234 fosil yakıt ve kimya sanayi lobicisinin katılması dikkat çekti. Bu sayı, Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam diplomatik temsilcilerinden daha fazlaydı. Lobicilerin delegasyonlara doğrudan erişim sağlaması, endüstrinin müzakereler üzerindeki etkisini gözler önüne serdi.
Üstelik UNEP ile Suudi Arabistan arasındaki mali ilişkiler – milyonlarca dolarlık bağış ve danışmanlık anlaşmaları – sürecin şeffaflığına dair şüpheleri daha da artırdı.
Bilim Dünyası: “Zaman Daralıyor”
Bilim insanları, plastiğin ekosistemler ve insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerinin hızla arttığını vurgularken, güçlü bir anlaşma sağlanamazsa “son trenin kaçacağı” uyarısında bulunuyor.
Yıllık plastik üretimi 450 milyon tonu aşarken, endüstrinin önümüzdeki 20 yılda üretimi üç katına çıkarmayı planlaması krizin boyutunu daha da büyütüyor. Buna karşın bugüne kadar üretilen 12 milyar ton plastiğin yalnızca yüzde 10’u geri dönüştürülebildi.
Alternatif Yollar ve Umut
Bazı uzmanlar, az sayıda ülkenin süreci kilitlemesini engellemek için oylama esasına dayalı yeni bir müzakere yöntemi öneriyor. Örneğin Ottawa Antlaşması’nda olduğu gibi, isteyen ülkelerin kendi bloklarını oluşturarak daha ileri bir sözleşmeye imza atabileceği belirtiliyor.
Her şeye rağmen uzmanlar, “zayıf bir anlaşma yerine hiç anlaşmamanın” daha doğru bir tercih olacağı konusunda hemfikir. Ancak plastiğin çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, çözüm için zamanın hızla daraldığı da açıkça görülüyor.





