Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tüm ülkelerde vatandaşların mali zorluk yaşamadan temel sağlık hizmetlerine erişimini sağlamayı öncelikli hedef olarak belirlemiştir. Bu açıdan kişi başı sağlık harcamaları çok önemli veridir fakat öte yandan unutulmaması gereken şey kişi başı sağlık harcaması miktarı sağlık çıktılarının doğrusal bir ilişki göstermemesidir. Yani ülke koşulları ve sağlık sistemine bağlı olarak daha az harcayarak daha etkili bir sağlık hizmeti sağlanabilir.
Bu analizde Türkiye sağlık harcamalarının son yıllardaki artışı, harcamalarının bileşimlerindeki değişiklikler ve yaşanan ve ileride yaşanabilecek sorular irdelendi.
Türkiye’deki Sağlık Harcamaları ve Cepten Ödeme Durumu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, cepten yapılan sağlık harcamalarında bir artış eğilimi olduğunu ve haneler üzerindeki yükün arttığını göstermektedir.
* Toplam Sağlık Harcamalarında Büyüme: Türkiye’de toplam sağlık harcamaları, 2022 yılında 606 milyar 835 milyon TL iken, 2023 yılında %105,0 artarak 1 trilyon 244 milyar 237 milyon TL’ye yükselmiştir.
* Genel devlet sağlık harcaması %108,1 artarak 964 milyar 355 milyon TL’ye ulaşmıştır.
* Genel Devlet ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Harcamaları: Türkiye’ de 2023 yılında sağlık harcamalarının % 77.5 i kamu tarafından karşılanmıştır. Bu % 77.5 oran içinde % 42,1 SGK harcaması % %35,4 pay merkezi ve yerel idarelerin bütçesinden yapılmaktadır, yerel idarelerin sağlık harcamaları çok kısıtlıdır.
2024 yılı itibarıyla SGK’nın sağlık harcamaları %77 oranında artış göstermiştir. Tedavi giderleri %96, ilaç giderleri ise %61 artmıştır. Reçete başına düşen tutar da %54 artışla 654,55 TL olmuştur. Kaynak: Medimagazin (Habertürk – Ahmet Kıvanç, 09.04.2025 tarihli haberine atıfla).
* Özel sektör sağlık harcaması ise %95,3 artarak 279 milyar 883 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında Özel sağlık harcamaları genel sağlık harcamalarının % 22.5’ i dir
Kaynak: TÜİK Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2023
* Kişi Başına Düşen Sağlık Harcaması:
* 2022 yılında kişi başına düşen sağlık harcaması 7 bin 141 TL iken, 2023 yılında %104,2 artarak 14 bin 582 TL’ye yükselmiştir.
* Aynı dönemde dolar bazında kişi başına sağlık harcaması ise 431 dolardan 621 dolara çıkarak %44 artış kaydetmiştir.
Kaynak: TÜİK Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2023.
Fakat uluslararası olarak sağlıklı bir karşılaştırma Satın Alma Gücü Paritesine(PPP) göre yapılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında OECD verilerine göre Türkiye 2022 yılı itibarıyla kişi başına sağlık harcaması 1.827 dolar, OECD ülkeler ortalaması ise 4 bin 986 dolardır. Türkiye de bu rakam 2008 yılında kişi başı 906 dolardı.(OECD Sağlık İstatistikleri)
Türkiye’ de 2023 yılında gayrisafi yurtiçi harcamalarının %4,7’ünü sağlık oluştururken bu oran OECD ortalaması 2022 yılında %9,2 olarak gerçekleşmiş gözükmektedir
* Cepten Yapılan Sağlık Harcamaları:
* Hane halklarının tedavi, ilaç gibi ihtiyaçlar için doğrudan kendi ceplerinden yaptığı sağlık harcaması, 2022 yılında toplam sağlık harcamalarının %18,5’ini oluştururken, 2023 yılında bu oran %17,8 olarak gerçekleşmiştir.
* Miktar olarak bakıldığında, hane halklarının cepten yaptığı sağlık harcaması 2023 yılında %97,2 artarak 220 milyar 914 milyon TL’ye çıkmıştır. Kaynak: TÜİK Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2023.
Değerlendirme ve Finansal Koruma Perspektifi
Türkiye’deki genel sağlık harcamalarında ve kişi başına düşen harcamalarda önemli artışlar yaşanmaktadır. OECD ülkelerine bakıldığında Bu artışlar, sağlık hizmetlerine olan talebin ve maliyetlerin yükseldiğini göstermektedir.
Sağlık hizmetlerine ulaşım boyutunda değerlendirdiğimizde nüfusun neredeyse tamamının belirli bir teminat paketi kapsamında devlet güvencesi altında olduğu ancak sadece %53’ünün (OECD ort. %67) hizmet kalitesinden memnun olduğu ve nüfusun %2,4’ünün(Bu rakamın OECD’de ortalaması %2,3) yeterli sağlık hizmeti alamadığını belirtti görülmektedir. Sağlık harcamalarının 2023 yılında %17.8’sının (2022 yılında OECD ortalaması %18) kişilerin ceplerinden karşılandığı dikkat çekicidir.
Genel Sağlık Sigorta kapsamının nerdeyse % 100’ e varmasına rağmen cepten yapılan harcamaların toplam içindeki payının hala yüksek olması, DSÖ’nün “mali zorluk yaşamama” hedefine ulaşmada bazı zorlukların devam ettiğine işaret etmektedir. Cepten ödemelerin yüksek kalması, özellikle düşük gelirli haneler ve kronik hastalığı olan bireyler için sağlık hizmetlerine erişimde finansal engeller yaratabilmekte, hatta yoksulluğa yol açabilmektedir. Katkı payları, muayene ücretleri ve bazı ilaçlardaki ek ödemeler, bu yükü artıran temel faktörler arasındadır.
Sonuç olarak, Türkiye sağlık sisteminin finansmanında kamu kaynaklarının ağırlığı sürse de, bireylerin doğrudan cebinden çıkan harcamaların payı dikkate değer bir seviyede kalmaya devam etmektedir. Bu durum, yurttaşların kamu sağlık hizmetlerine ulaşmadaki son yıllarda yaşanan ve giderek artan sorunlardan, giderek artan katkı paylarından ve kamu sağlık hizmetlerinin kalitesine olan güvenin azalmasından kaynaklanmaktadır. DSÖ’nün belirlediği finansal koruma hedeflerine ulaşmak için politikaların gözden geçirilmesi ve vatandaşların kaliteli kamu sağlık hizmetlerine erişiminin iyileştirilmesi için gerekli politikaların geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir