Bu siteyi kullanarak Gizlilik Sözleşmesi ve Bilgi Güvenliği Politikası'nı onaylamış olursunuz.
Kabul Et
Sahi GündemSahi GündemSahi Gündem
Bildiri
Yazı Tipi BoyutlandırıcıAa
  • Yazarlar
  • Siyaset
  • Emek-Çalışma Hayatı
  • Dünya
  • Ekonomi
Okuma: “İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek”!
Paylaş
Yazı Tipi BoyutlandırıcıAa
Sahi GündemSahi Gündem
  • Yazarlar
  • Siyaset
  • Emek-Çalışma Hayatı
  • Dünya
  • Ekonomi
Ara
  • Yazarlar
  • Siyaset
  • Emek-Çalışma Hayatı
  • Dünya
  • Ekonomi
Mevcut bir hesabınız var mı? Giriş Yap
Bizi Takip Edin
Emek ve Sendika

“İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek”!

TİHV ve İHD, 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü'nde Saraçhane'de yaptığı ortak açıklamada “İşkencesiz bir dünya mümkün”, “Gözaltı süreleri keyfi biçimde uzatılmış, kişilerin avukat ve doktorlara erişimi engellenmiştir”, “İmralı Hapishanesi’ndeki tecrit kabul edilemez bir uygulamadır. Umut hakkı anayasal bir haktır, ancak şu an en az 4 bin mahpus bu haktan yararlanamıyor” ve “Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz. İnsanlık onuru işkenceyi mutlaka yenecek” mesajları verdi. Açıklamada cezasızlık politikalarının sona erdirilmesi çağrısı yapıldı.

Cemal Bilgin
Son güncelleme: 26/06/2025 18:41
Cemal Bilgin
Yayımlandı 26/06/2025
Paylaş
Paylaş

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile İnsan Hakları Derneği (İHD), 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü kapsamında İstanbul Saraçhane Parkı’nda ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklama, TİHV İstanbul Temsilcisi Mümtaz Murat Kök tarafından okundu.

Kök açıklamasında, işkencenin “mutlak olarak yasaklanmış bir insanlık suçu” olduğunu vurgulayarak, “İşkencesiz bir dünya mümkün” mesajını verdi. Türkiye’nin taraf olduğu ve 1987 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesine atıf yapan Kök, “hiçbir koşulda işkenceye müsamaha gösterilemeyeceğini” hatırlattı.

“Resmi gözaltı merkezleri dışında da işkence var”

Açıklamada, Türkiye’de son yıllarda artan otoriterleşme sürecine paralel olarak işkence ve kötü muamele vakalarının yaygınlaştığı belirtildi. “Resmi gözaltı merkezlerinin yanı sıra sokaklar, evler ve iş yerleri de adeta işkence mekânına dönüşmüştür” denilerek uygulamaların sadece kolluk merkezleriyle sınırlı olmadığına dikkat çekildi.

Gözaltı süreleri, tecrit ve cezasızlık eleştirildi

Ayrıca, 15 Şubat 2025’te Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ve 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın gözaltına alınması sonrasında yaşanan protestolarda kolluk güçlerinin sert müdahaleleri örnek gösterildi. Gözaltı uygulamalarının hukuksuzluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Gözaltı süreleri keyfi biçimde uzatılmış, kişilerin avukat ve doktorlara erişimi engellenmiştir” ifadeleri yer aldı.

Cezaevlerindeki tecrit ve izolasyon uygulamalarına da dikkat çekilerek, yeni açılan S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli cezaevlerinin mimarisinin bu izolasyonu derinleştirdiği belirtildi. Açıklamada, “İmralı Hapishanesi’ndeki tecrit kabul edilemez bir uygulamadır. Umut hakkı anayasal bir haktır, ancak şu an en az 4 bin mahpus bu haktan yararlanamıyor” denildi.

Zorla kaybetmeler ve uluslararası yükümlülükler

Açıklamada, OHAL sonrası yeniden artış gösteren zorla kaybetme vakalarına da yer verildi. 2019 yılında kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’un hâlâ bulunamaması hatırlatıldı. Türkiye’nin hâlâ BM Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşmesi’ni onaylamamış olması sert bir şekilde eleştirildi.

İşkencenin önlenmesi için devlete açık çağrılarda bulundu. Talepler arasında gözaltı sürelerinin kısaltılması, usul güvencelerinin eksiksiz uygulanması, İstanbul Protokolü ilkelerine uygun belgeleme yapılması, bağımsız önleme mekanizması oluşturulması ve CPT ile BM İşkenceye Karşı Komite’nin tavsiyelerinin eksiksiz uygulanması yer alırken, “İşkence insan eliyle yapılan bir suçtur ve insan eliyle önlenebilir” vurgusunda bulunuldu.

TİHV ve İHD işkenceye karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek; “Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz. İnsanlık onuru işkenceyi mutlaka yenecek” söylemlerinde bulundu.

Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ise ortak açıklamayı TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba aracılığıyla yaptı. Aba, “İnsan hakları ve demokrasi değerlerini hem bir referans hem de denge ve denetleme sistemi olmaktan çıkaran, yarattığı kuralsızlık, keyfilik ve belirsizlik rejimi ile toplum üzerinde baskı ve kontrolünü her geçen gün daha da arttıran siyasal iktidarın icraatları sonucunda tüm ülke adeta işkence mekanı haline gelmiştir” diyerek mevcut siyasi iktidarın işkenceye zemin hazırladığını ifade etti.

Aba, BM sözleşmesinin 2. maddesini hatırlatarak, “Hiçbir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dahili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez” sözlerini yineledi.

Toplumsal muhalefete sistematik şiddet

Her iki açıklamada da son dönemde yaşanan toplumsal olaylara kolluk güçlerinin orantısız ve şiddet içeren müdahalelerine değinildi.
İstanbul’daki açıklamada, “Gözaltı süreleri keyfi biçimde uzatılmış, kişilerin avukat ve doktorlara erişimi engellenmiştir” denilirken;
Diyarbakır’daki açıklamada ise, “Yıl boyunca… bu zalimane kolluk şiddetine maruz kalmışlardır” denilerek kadınlar, LGBTİ+ bireyler, öğrenciler, işçiler ve insan hakları savunucularının baskı altında olduğu vurgulandı.

Her iki kentte de 15 Şubat 2025’te Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ve 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanması sonrası yapılan protestolarda yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi.
Aba bu konuda, “İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik protestolarda yaşanan ihlaller bu hakikatin son örneği olmuştur” diyerek açıklamalara destek verdi.

“İnsanlık onuru işkenceyi mutlaka yenecek”

TİHV ve İHD tarafından yapılan çağrılarda, gözaltı sürelerinin kısaltılması, İstanbul Protokolü ilkelerine uygun işkence belgelemesi yapılması, bağımsız önleme mekanizması kurulması ve BM ile CPT tavsiyelerinin uygulanması talep edildi.

“İşkence insan eliyle yapılan bir suçtur ve insan eliyle önlenebilir” ifadesiyle sonlanan İstanbul’daki açıklama, şu sözlerle noktalandı:
“Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz. İnsanlık onuru işkenceyi mutlaka yenecek.”

Diyarbakır’daki açıklama ise şöyle son buldu:
“İşkencesiz bir Türkiye ve dünyaya ulaşmayı amaçlayan kurumlar olarak… cezasızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Ayrıca Şunları da Beğenebilirsiniz

Tekstil Sektöründe Derin Kriz: 145 Bin İşçi İşsiz, 3,3 Milyar Dolar İhracat Kaybı

Temmuz’da En Az 204 İşçi Hayatını Kaybetti!

Soma’da 301 İşçi Öldü: Sistem Yaşamaya Devam Ediyor!

Sakarya’daki Havai Fişek Katliamında Beş Yıl: “Acımızı Yaşayamadan Adalet Peşindeyiz”

Türkiye’nin İki Büyük Yarası: Gelir Eşitsizliği ve Vergi Adaletsizliği

ETİKETLENDİ:dayanışmainsan haklarıişgenceTİHV
Bu Yazıyı Paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp
Bir Yorum Bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HABERLER

Küresel Huzur Endeksi 2025: İzlanda Zirvede, Türkiye 146. Sırada, İsrail Dipte

Sahi Gündem
Sahi Gündem
02/09/2025
Dünya, Barış Gününde Çatışmaların Gölgesinde
Sanayi Devriminden Süper Zekâ Çağına: İnsanlığın Yeni Kırılması
Türkiye’de Bireysel Silahlanma 40 Milyona Yaklaştı: Cezaların Caydırıcılığı Yeniden Tartışılıyor
TBMM Önünde “Beyaz Toros”unu Yaktı: Gözaltına Alındı
Önceki Sonraki

BİZİ TAKİP EDİN

FacebookBeğeni
XTakip
InstagramTakip
YoutubeAbone

YAZARLAR

Mehmet Bekaroğlu
Yıldırım Kaya
Mehtap Yücel
Zeki Kılıçaslan
Yıldırım Öztürk

Kategoriler

  • Yazarlar
  • Haber
  • Siyaset
  • Emek/Sendika
  • Dünya
  • Ekonomi

SAHİ

2025 © Her Hakkı Mahfuzdur.

Bize Yazın

Herhangi bir konu hakkında bize yazabilirsiniz.

bilgi@sahigundem.com

© Sahi Gündem. Tüm Hakları Saklıdır.
Tekrar Hoşgeldin!

Hesabınıza giriş yapın

Kullanıcı Adı veya E-posta
Şifre

Şifreni mi unuttun?