Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Erivan’da Türk gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasına işaret etti.
Paşinyan, “Resmi tutumumuz, Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınmasının bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almadığıdır” ifadelerini kullandı.
Ermeni Diasporasına Mesaj
Paşinyan, Ermeni diasporasına seslenerek, 1915 olaylarının farklı ülkeler tarafından soykırım olarak tanınmasının Ermenistan halkına güvenlik, refah ve barış getirmediğini vurguladı. Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile görüşmeler yürüttüğünü belirten Paşinyan’ın bu açıklamaları, Ankara ve Erivan arasındaki ilişkilerde “soykırım” düğümünün çözülebileceği yönünde yorumlandı.
Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci
2021 yılında başlayan Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci kapsamında, karşılıklı olarak özel temsilciler atanmış ve diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için müzakereler başlamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Paşinyan, bu süreçte iki kez yüz yüze görüşme gerçekleştirdi. Ayrıca, Paşinyan 2023 seçimlerinin ardından Erdoğan’ın yemin törenine katılmak üzere Ankara’ya gelmişti.
Ancak iki ülke arasındaki en büyük sorunlardan biri, 1915 olaylarının farklı tanımlanması olmaya devam ediyor. Ermenistan, bağımsız bir devlet olarak kurulduğu 1991 yılından bu yana “Ermeni Soykırımı”nın uluslararası alanda tanınmasını bir dış politika önceliği olarak sürdürüyordu. Türkiye ise 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmeyi reddederek, konunun tarihçilerden oluşan ortak bir komisyon tarafından araştırılmasını öneriyor.
Paşinyan: “Tarihi ve Bugünü Ayırmalıyız”
Erivan’da gazetecilere konuşan Paşinyan, 1915 olaylarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Benim temel mesajım şu: Hem Ermenistan’da konuşurken hem de diasporadaki yurttaşlarımızla konuşurken, tarih ile bugünü birbirinden ayırmamız gerektiğini vurguluyorum. Tarihi ve bugünü aynı şekilde algılayamayız, çünkü bugün bugündür, tarih ise tarihtir.”
Paşinyan ayrıca, bu yaklaşımın Türkiye ile ilişkileri nasıl etkileyeceğine ilişkin sorulara yanıt vererek, amacının tarihi değiştirmek değil, “tarihe dayalı uygulamayı değiştirmek” olduğunu ifade etti.
“Gerçek Ermenistan” Kavramı
Paşinyan, Ermenistan’ın uluslararası alanda tanınan sınırlarını esas alan “Gerçek Ermenistan” tanımını gündeme getirerek, diaspora ve muhafazakâr grupların benimsediği “Tarihi Ermenistan” söyleminden uzaklaşılması gerektiğini belirtti. 19 Şubat 2025’te yaptığı televizyon konuşmasında bu kavramı şu sözlerle dile getirdi:
“Gerçek Ermenistan, uluslararası alanda tanınan 29.743 kilometrekarelik bir alana sahip olan Ermenistan Cumhuriyeti’dir.”
Ankara’dan İlk Tepkiler
Ankara’daki diplomatik kaynaklar, Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanan normalleşme sürecinin “önkoşulsuz” başladığını ve Paşinyan’ın 1915 olaylarını gündeme getirmeyerek diyaloğun devamını sağladığını belirtiyor. Paşinyan’ın Türkiye ile ilişkilere verdiği önem memnuniyetle karşılanırken, 1915 olaylarına dair yeni yaklaşımının normalleşme sürecini desteklediği değerlendiriliyor.
Suriye Geçici Anayasası ve Türkiye-Ermenistan İlişkilerine Etkisi
Ermenistan’da gündemde olan anayasa değişikliği, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin geleceğini doğrudan etkileyebilir. Mevcut Ermenistan Anayasası’nda 1915 olaylarının uluslararası alanda tanınmasının destekleneceği açıkça belirtiliyor. Ancak Paşinyan’ın son açıklamalarından sonra, yeni anayasada bu deklarasyonun yer alıp almayacağı merak konusu oldu.
Böyle bir adım, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ivme kazandırabilir. Ankara’daki analizlerde, iki ülke arasında 1915 olaylarının farklı değerlendirilmesinin zaman zaman gerilim yaratmaya devam edebileceği ancak ilişkilerin genel seyri açısından olumlu bir süreç yaşandığı ifade ediliyor.
Sonuç olarak;
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın yaptığı son açıklamalar, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir perspektif sunduğu için dikkat çekici. Açıklamalarında, 1915 olaylarının uluslararası alanda tanınmasının Ermenistan’ın dış politika öncelikleri arasında yer almadığını vurgulaması, Erivan’ın daha pragmatik bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor.
Ancak, bu açıklamanın diasporadaki Ermeniler ve Ermenistan’ın iç siyasetindeki muhafazakâr gruplar tarafından nasıl karşılanacağı önemli bir soru işareti olarak duruyor.
Türkiye açısından bakıldığında, Paşinyan’ın söylemi olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir. Türkiye uzun süredir 1915 olaylarının tarihçiler tarafından araştırılması gerektiğini savunuyor ve bu konuda bağımsız bir komisyon kurulmasını öneriyor.
Paşinyan’ın tarih ile günümüzü birbirinden ayırma vurgusu, iki ülke arasında diyaloğun ilerlemesine zemin hazırlayabilir. Ancak, Ermenistan Anayasası’nda 1915 olaylarının uluslararası alanda tanınmasını teşvik eden hükmün kaldırılıp kaldırılmayacağı henüz net değil. Bu madde yürürlükte kaldığı sürece, Erivan’ın resmi tutumunda büyük bir değişiklik olmadığı yorumu yapılabilir.
Öte yandan, Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkiler yalnızca 1915 olayları ekseninde değerlendirilmemeli. Bölgesel dengeler, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimler ve uluslararası aktörlerin sürece etkisi göz önüne alındığında, normalleşmenin uzun soluklu bir süreç olacağı açık. Paşinyan’ın “Gerçek Ermenistan” söylemi, Ermenistan’ın mevcut sınırlarını esas alarak pragmatizmi öne çıkarmayı amaçlıyor gibi görünüyor. Ancak bu söylemin Ermenistan kamuoyu tarafından ne ölçüde kabul göreceği ve diasporanın nasıl tepki vereceği, sürecin gidişatını belirleyen faktörler olacak.
Genel olarak, Paşinyan’ın açıklamaları ilişkileri yumuşatma ve yeni bir diplomatik çerçeve oluşturma çabası olarak değerlendirilebilir. Ancak bunun somut bir politika değişikliğine dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek. Taraflar arasındaki temel meselelerin varlığını koruması, sürecin sancılı ilerleyebileceğine işaret ediyor.