Son dönemde Türkiye’nin eğitim sisteminde çeşitli zorluklarla karşılaşıldığı ve çözüm için bir önlem alınmadığı gözlemleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaları; okul sayıları, öğrenci ve öğretmen sayıları, ücretli öğretmen oranı, okul çağına gelmiş fakat okula gidemeyen çocuk sayısı ve atama bekleyen öğretmen sayısı gibi pek çok sorunu beraberinde getiriyor.
Sorunların çözümünün; nitelik odaklı, laik, bilimsel, kamusal, karma ve ana dilde eğitim anlayışıyla hareket edilmesi gerekliliği daha da belirgin hale geliyor.
Okul ve Öğrenci Sayıları: Artan Nüfus, Artan İhtiyaç
Türkiye’de sürekli artan nüfus, okul ve öğrenci sayılarında ciddi bir artışa yol açıyor. Artan öğrenci sayısı, özellikle kalabalık sınıflarda eğitim niteliğinin düşmesine neden olabiliyor. Bu durum, hem kentsel hem de kırsal bölgelerde eğitimde eşitsizliğin derinleşmesine neden oluyor. Özellikle köylerde okul açma ihtiyacı, çocukların eğitimle erken yaşta tanışması ve sosyal yaşamın güçlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
Öğretmen Sayıları, Ücretli Öğretmen Uygulamaları ve Atanamayan Öğretmenler
Öğretmen sayısı, eğitim sistemimizin temel direklerinden biridir. Ancak son yıllarda özellikle büyük şehirlerde öğretmen açığı belirginleşmiştir. 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla 78 ilde görev yapan 86.136 ücretli öğretmen, devletin istihdam edemediği öğretmen açığını kapatma amacıyla görev başına getirilmiş olsa da bu durum uzun vadede eğitim niteliğini olumsuz etkileyebilecek bir yapıyı da beraberinde getiriyor. Buna ek olarak atanamayan öğretmen sayısının 500 bini aştığı ve acil olarak ihtiyaç duyulan öğretmen sayısının 100 binin üzerinde olduğu biliniyor. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve öğrencilerin hak ettikleri nitelikli eğitime ulaşmaları için hemen ilk etapta 100 bin öğretmen atamasının yapılması gerekir.
Okula Gidemeyen Çocuklar ve Kapalı Köy Okulları Sorunu
Okul çağına gelmiş ancak çeşitli nedenlerle okula gidemeyen çocukların sayısı, eğitimdeki en büyük eşitsizliklerden biridir. Bu çocukların eğitim hayatına kazandırılması, gelecekteki başarıları için hayati önem taşırken mevcut durum toplumsal adalet açısından da endişe vericidir. Aynı zamanda son yıllarda kapalı köy okullarının sayısının 20 bini bularak artması, taşımalı eğitimin zorluklarını da beraberinde getiriyor. Köy okullarının yeniden açılması, öğrencilerin eğitimle birebir temasının sağlanması, yerel sosyal yapının güçlendirilmesi ve laik, bilimsel, kamusal ve karma eğitim imkânı sunulması açısından elzemdir. Altyapı iyileştirmeleri ve yeterli öğretmen kadrosunun sağlanmasıyla bu okulların, nitelikli ve adil bir eğitim ortamı sunması mümkün olacaktır.
Kamuda Çalışan Öğretmen Sayısı, Kamuya Ait Okul ve Derslik Sayısı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılında çalışan öğretmen sayısı: 1.168.896 Okul ve derslik sayısı: 2024-2025 eğitim öğretim yılında, Türkiye genelinde toplam 74.513 okul ve 751.569 derslik bulunmaktadır. 2024-2025 eğitim öğretim yılında okul çağına gelmiş ve okula devam etmeyen öğrenci sayısı: 1.095.364 Açık öğretimde ortaokul ve liseye giden toplam öğrenci sayısı: 2.346.654 Özel okul sayısı: 14.352 Özel okullarda görev yapan öğretmen sayısı: 175.499
Mülakat Mağduru Öğretmenlerin Sorunları ve Uygulamadaki Çelişkiler
Türkiye’de öğretmenlerin atanma süreçleri, mülakat uygulamasının yarattığı adaletsizlikler yüzünden büyük bir krize sürüklenmiştir. Yıllarca öğretmen adaylarının belirleyici unsuru haline gelen mülakatlar, mahkeme kararlarıyla haksız ve subjektif olduğu tescillenmiş olmasına rağmen uygulamada ısrarla devam etmektedir. Bu durum, öğretmenlerin haklarının gasp edilmesine ve eğitimde eşitsizliğin derinleşmesine yol açmıştır.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mülakatı kaldıracağına dair sözlerine rağmen mülakatta ısrar etmesi, öğretmen camiasında büyük hayal kırıklığına neden olmuştur. 128 gündür bakanlık önünde eylem yapan öğretmenler, seslerini duyururken; adil, şeffaf ve objektif bir atama sisteminin gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu uygulama, öğretmenlerin çalışma koşullarını ve eğitimde nitelik odaklı yaklaşımları zedeleyerek hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Atılması Gereken Adımlar
Sorunların çözümü için öncelikle mülakat sisteminin tamamen kaldırılarak yerine yalnızca KPSS puanı ile öğretmen adaylarının eğitim düzeyi, bilgi birikimi ve mesleki yetkinliklerini esas alan adil, şeffaf ve objektif bir sistem getirilmelidir. Mahkeme kararları doğrultusunda, mülakat mağduru öğretmenlerin hakları zaman geçirilmeden verilmelidir.
Ayrıca eğitimde nitelik, adalet ve fırsat eşitliği sağlanabilmesi için laik, bilimsel, kamusal, karma ve ana dilde eğitim anlayışını esas alan kapsamlı reformlar yapılmalıdır. Bu yaklaşım, yalnızca öğretmenlerin değil öğrencilerin de hak ettiği nitelikli eğitimi alabilmesi ve ülkemizin geleceğinde sağlam temellerin atılabilmesi için hayati önemdedir.
Sonuç
Türkiye’nin eğitim sistemi, öğretmenlerin mağduriyeti ve atama süreçlerindeki adaletsizlik nedeniyle ciddi bir dönüşüm sürecine ihtiyaç duymaktadır. Okul, öğretmen ve öğrenci sayılarındaki artışın yanı sıra, kapalı köy okulları ve okula gidemeyen çocuklar gibi sorunlar, sistemin yeniden yapılandırılmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Mülakat uygulamasının kaldırılması, atanamayan öğretmenlerin haklarının verilmesi ve eğitimde nitelik odaklı; laik, bilimsel, kamusal, karma ve ana dilde eğitim anlayışının yerleştirilmesi, bu dönüşümün temel taşlarını oluşturacaktır.
Eğitim Haktır, Gasp Edilemez