İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasıyla alevlenen protestolar, Türkiye genelinde geniş yankı buldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla 2 Nisan’da gerçekleştirilen bir günlük tüketim boykotu, bazı kesimler nezdinde destek bulurken, iş dünyasının büyük bir kısmında ve AKP’li siyasiler tarafından da sert tepkilere neden oldu.
Evrensel’den Andaç Aydın Arıduru‘nun haberine göre; Boykota karşı en sert açıklamalar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ASKON, AESOB, İTO, İSO, BTSO ve ASO gibi güçlü sermaye gruplarının temsilcilerinden geldi. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Başkanı Orhan Aydın, boykotun “ülke ekonomisini hedef almak” olduğunu belirtti. Ancak Aydın’ın başkanlığını yaptığı Oma İplik, 2022’de devletten milyonlarca lira teşvik alırken, 2023’te ödediği vergi gelirin yalnızca yüzde 2.49’una denk geldi.
“Milli” Şirketler Teşvikte Önde, Vergide Geri
Boykota karşı açıklama yapan iş dünyası liderlerinin yönettiği şirketlerin büyük kısmı, yüz milyonlarca liralık yatırımları karşılığında vergi istisnaları ve teşviklerle desteklenirken, çoğu yıl sıfır veya yok denecek kadar az kurumlar vergisi ödedi.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın şirketi Bahçıvan Gıda son üç yıldır hiç kurumlar vergisi ödemedi.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın Burkay Tekstil’i 95 milyon TL kazanç beyan etti ancak sadece 135 bin TL vergi ödedi.
ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın Ardıç Cam şirketi 2022’de 105 milyon TL gelir üzerinden yalnızca 612 bin TL vergi verdi (%0.57).
AKP Milletvekili İrfan Çelikaslan’ın yönettiği Çelikaslan Tekstil 86 milyon TL’lik GES yatırımı için teşvik aldı, 2023’te yalnızca 330 bin TL vergi ödedi.
AKP Milletvekili Nilgün Ök’ün aile şirketleri son beş yılda hiç kurumlar vergisi ödemedi.
Bu tablo, boykot çağrılarına karşı çıkanların sermaye çıkarlarının devlet teşvikleriyle beslendiğini, ancak vergi katkılarının oldukça sınırlı kaldığını gözler önüne serdi.
Siyasi Tepkiler: Boykot Milli Güvenlik Sorunu mu?
AKP cephesinden ise boykot çağrıları doğrudan “milli güvenlik sorunu” olarak tanımlandı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, alışverişe çıkarak boykota karşı sembolik bir duruş sergiledi ve “Yapanlar kazanacak, durdurmaya çalışanlar kaybedecek” mesajı verdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gece saat 03.57’de yaptığı açıklamada boykotun Türkiye ekonomisine “suikast” olduğunu iddia etti. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise CHP’yi “marjinal örgüt” olarak nitelendirdi.
Erdoğan’ın Geçmiş Boykot Çağrıları Hafızalarda
İktidar çevresinden gelen bu tepkiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte yaptığı boykot çağrılarını da yeniden gündeme getirdi:
2008 – Doğan Medya Grubu’na siyasi boykot
2018 – ABD ürünlerine karşı boykot
2020 – Fransa ürünlerine boykot
2024 – Market fiyatlarına karşı “satın almama özgürlüğü” vurgusu
Erdoğan’ın 2025 Ocak ayında yaptığı şu açıklama ise hafızalardaki tazeliğini koruyor: “Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır.”
Emek Cephesinden Sert Çıkış: “Boykot Yetmez, Genel Grev!”
Emek Partisi Milletvekili İskender Bayhan, süreci yalnızca tüketim boykotu olarak görmenin yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Boykot yetmez, genel grev, genel direniş için birleşelim” çağrısında bulundu. Bayhan, Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ı ise sert ifadelerle eleştirdi: “Bir avuç sermayedarın kârı düşecek diye gece vakti tweete sarılmış. Boşuna ‘sömürücülerin hizmet işleri bakanı’ demedik.”
Haber kaynak; https://www.evrensel.net/haber/548757/tesviklerle-ve-vergi-indirimleriyle-buyuyen-boykot-karsitlari