2025 LGS sınavında ortaya atılan şaibe iddiaları ve ardından gelen soruşturmalar, eğitim camiasında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
CHP 27. Dönem Milletvekili ve Eğitimci Yıldırım Kaya, yaptığı açıklamasıyla süreci sert sözlerle eleştirdi. Kaya, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarını ve görevden almaları çelişkili bularak, “Sınavda sorun yoksa, o halde neden soruşturma başlatıldı?” diye sordu.
“Erdoğan Teminat Verdi, Ama Soruşturma Açıldı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Türkiye sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilen bir ülkedir. Sınavları sorunla karşılaşmadan yapıyoruz, evlatlarımız merak etmesin, onların yanındayız,” açıklamasını hatırlatan Kaya, aynı gün Millî Eğitim Bakanı’nın 23 personel hakkında soruşturma başlatıldığını ve Bilgi İşlem Genel Müdürü’nün görevden alındığını vurguladı. Kaya, “Eğer gerçekten hesap sorulacaksa, Millî Eğitim Bakanı derhal görevden alınmalıdır,” dedi.
Sorular Sınavdan Önce Mi Sızdırıldı?
Kaya’nın basın açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta ise sınav sorularının WhatsApp gruplarında dolaştığı iddiasıydı. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, LGS soruları sınav günü saat 11:57’de bazı gruplarda paylaşıldı. Bu durum, sınav güvenliği konusundaki kuşkuları artırdı.
Tam Puan Alan Öğrenci Sayısındaki Artış Şaibeyi Derinleştiriyor
İstatistikleri paylaşan Kaya, önceki yıllarla karşılaştırıldığında bu yıl tam puan alan öğrenci sayısındaki olağanüstü artışın dikkat çekici olduğunu belirtti. 2024 yılında 352 öğrenci sınavdan tam puan alırken, 2025’te bu sayı 719’a ulaştı. Kaya, bu artışın sınavın ölçme-değerlendirme güvenilirliğine ve fırsat eşitliği ilkesine zarar verdiğini söyledi.
Yıl
Tam Puan Alan Öğrenci Sayısı
2018
18
2019
565
2020
181
2021
97
2022
193
2023
562
2024
352
2025
719
Bakan Tekin’in “Bu eğitimdeki başarımızı gösterir” açıklamasına da yanıt veren Kaya, bu sözlerin önceki bakanları ve sistemleri başarısız ilan etmek anlamına geldiğini savundu.
FETÖ Dönemindeki Sınav Skandalları Hatırlatıldı
Yıldırım Kaya, geçmişte yaşanan sınav skandallarını da hatırlatarak, benzer bir sürecin yeniden yaşanmasından endişe duyduğunu dile getirdi. 2010 KPSS, 2012 KPDS, 2013 YGS ve 2022 KPSS’de yaşanan usulsüzlükleri örnek gösteren Kaya, “FETÖ’nün izinden giden yeni yapıların önü mü açılıyor?” sorusunu kamuoyuna yöneltti.
Eğitimde Karşı Devrim Uyarısı: Hedef, Cumhuriyetin Temelleri
Açıklamasının son bölümünde ise Kaya, eğitim sisteminde yürütülen değişimlerin ideolojik boyutuna değindi. Anadolu liselerinin itibarsızlaştırılması, proje okullarla seçkinci yapılar oluşturulması ve köklü liselere “sızdırılmış” öğrencilerin yerleştirilmesi gibi uygulamaları eleştiren Kaya, “Cumhuriyet’in eğitim devrimlerinden asla vazgeçmeyeceğiz,” dedi.
“Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana Turşusu?”
Kaya, Millî Eğitim Bakanı’nın “Hiçbir sorun yok” açıklamasına rağmen soruşturmalar başlatmasının kamuoyunu kandırmak anlamına geldiğini belirtti. “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” söyleminde bulunan Kaya, mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı:
“Çocuklarımızı, geleceğimizi ve aydınlık yarınlarımızı hiçbir cemaat, tarikat ya da çıkar grubuna teslim etmeyeceğiz!”
İşte Kaya’nın açıklaması;
SINAVDA ŞAİBE YOKMUŞ! PEKİ, SORUŞTURMA NEDEN?
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Türkiye sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilen bir ülkedir. Sınavları sorunla karşılaşmadan yapıyoruz, evlatlarımız merak etmesin, onların yanındayız,” dedi.
O halde soruyoruz: Hakkı yenilen öğrencilerimizin hakkı nasıl korunacak? Eğer gerçekten hesap sorulacaksa; Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin derhal görevden alınmalıdır ki biz de Sayın Erdoğan’ın sözlerinin bir teminatı olup olmadığını görelim.
Çünkü gerçekler, bu sözlerle çelişmektedir. Aynı gün Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2025 LGS sınavına ilişkin şaibe iddiaları üzerine 23 personel hakkında soruşturma başlatıldığını, ayrıca Bilgi İşlem Genel Müdürü’nün görevden alındığını kamuoyuna açıkladı.
Buradan açıkça soruyoruz: Madem hiçbir sorun yoktu, bu soruşturmaların ve görevden almaların gerekçesi nedir?
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, LGS sınav soruları 15 Haziran 2025 günü saat 11:57’de WhatsApp gruplarında dolaşmaya başladı. Bu kitapçıklar sınavdan beş dakika önce mi, bir gün önce mi alındı? Bu sorular yanıtlanmadıkça, şüpheler derinleşecek; sınav güvenliği ise daha çok tartışılacaktır.
İSTATİSTİKLER YALAN SÖYLEMEZ!
15 Haziran 2025’te yapılan sınava 963 bin 142 öğrenci katıldı. Geçen yıl 352 öğrencinin tam puan aldığı sınavda bu yıl bu sayı iki katını aşarak 719’a yükseldi. Önceki yıllarda tam puan alan öğrenci sayıları şöyleydi:
• 2018: 18 öğrenci • 2019: 565 öğrenci • 2020: 181 öğrenci • 2021: 97 öğrenci • 2022: 193 öğrenci • 2023: 562 öğrenci • 2024: 352 öğrenci • 2025: 719 öğrenci
Bu dramatik artış, sınavın güvenilirliği, ölçme-değerlendirme kriterleri ve fırsat eşitliği ilkesine gölge düşürmüştür. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu eleştirilere, “719 öğrencimiz tam puan aldıysa, bu eğitimdeki başarımızı gösterir,” diyerek yanıt verdi.
Ancak bu açıklama, kendi dönemini başarılı; önceki bakanları ve sistemleri başarısız ilan etmek anlamına gelmektedir. Aynı sınav sisteminde, aynı altyapıyla bu denli yükselişi yalnızca “başarı” diye sunmak, kamuoyunu yanıltmaktır.
TARİH TEKERRÜR MÜ EDİYOR?
Bu tablo bize yabancı değil. Geçmişte, özellikle FETÖ yapılanması döneminde benzer şaibeler defalarca yaşandı:
2010 KPSS: 120 sorunun tamamını doğru yapan yüzlerce kişi tespit edildi, yargı “sorular çalındı” dedi.
2012 KPDS: Soruların önceden servis edildiği ortaya çıktı.
2013 YGS: “Şifreleme” skandalı kamuoyunu sarstı.
2022 KPSS: Yediiklim Yayınevi’nin kitapçığıyla birebir örtüşen sorular nedeniyle sınav iptal edildi. Şimdi benzer bir sürecin tekrarına mı tanıklık ediyoruz? FETÖ’nün izinden giden yeni yapıların önü mü açılıyor? Bu sorular yalnızca öğrencilerimizin değil, Türkiye’nin geleceğinin sorularıdır.
NEDEN HEP EĞİTİM?
Çünkü Cumhuriyet’in temeli eğitimle atıldı. Cumhuriyeti yıkmak isteyenlerin ilk hedefi daima çocuklarımız olmuştur. “Yeni Türkiye” adı altında sürdürülen eğitimde karşı devrim girişimlerinin temel amacı: Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi tasfiye etmek; yerine itaatkâr nesiller yetiştirmektir. • Sınav sisteminin sürekli değiştirilmesi • Anadolu liselerinin itibarsızlaştırılması • Proje okullarla seçkinci yapıların oluşturulması • Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş, Kadıköy Anadolu gibi köklü liselere “sızdırılmış” sorularla öğrenci yerleştirilmesi Tüm bunlar, Cumhuriyetçi eğitim modeline karşı yürütülen ideolojik mühendisliğin birer parçasıdır.
BİR EĞİTİM BAKANI DÜŞÜNÜN
Sınavda şaibe iddiaları ortadayken, “Hiçbir sorun yok,” diyor; Ama aynı anda bürokratlarını görevden alıyor, soruşturmalar başlatıyor.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Kamuoyunu aldatmayı bırakın! AKP iktidarı 22 yılda dokuz kez Millî Eğitim Bakanı değiştirdi. Ama hedeflediği o “itaatkâr nesli” bir türlü yaratamadı. Çünkü bu halkın mayasında laiklik, bilim, çağdaşlık ve özgürlük vardır!
SON SÖZÜMÜZ NETTİR:
Cumhuriyet’in eğitim devrimlerinden asla vazgeçmeyeceğiz! Kız çocuklarının okuma hakkı, karma eğitim, bilimsel düşünce, laik ve kamusal eğitim Bu ülkenin temeli, bu milletin geleceğidir.
Çocuklarımızı, geleceğimizi ve aydınlık yarınlarımızı hiçbir cemaat, tarikat ya da çıkar grubuna teslim etmeyeceğiz!
Laik, bilimsel, çağdaş, kamusal ve karma eğitim için mücadelemiz sürecek!