İzmir’in Dikili ilçesinde çiçek üretimi yapan Queen Seracılık’ta çalışan 350 işçi, Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-SEN) çatısı altında örgütlendikten sonra işverenin baskısıyla karşı karşıya kaldı. İşveren, sendikanın yetkisine itiraz ederek dava açarken, BTO-SEN toplu iş sözleşmesi sürecini başlattı. Görüşmelerin ardından işçilere yönelik sistematik baskılar başladı.
Sendika tarafından yapılan açıklamada, 30 maddelik toplu sözleşme taslağının işverenle paylaşılmasının ardından ilk olarak “sabah arası için işçilere poğaça ya da simit verilmesi” talebine işverenin karşı çıktığı belirtilirken, İşverenin 2025 yılı için zam yapmayı reddettiği ifade edildi.
Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-SEN), Danimarka merkezli Queen Flowers firmasının İzmir Dikili’deki üretim tesisinde yaşanan sendikal hak ihlallerini kamuoyuna duyurdu. Yaklaşık 350 işçinin örgütlendiği işyerinde, başta kadınlar olmak üzere işçilere yönelik baskı ve tehditler artıyor.
BTO-SEN’in çağrısında şu ifadelerle işçilere yönelik baskılar ifşa edildi:
“Queen Tarım işvereni tarafından, salt bu hakların kullanımının engellenmesi amacıyla keyfi olarak yetki tespitine itiraz edilmiştir. Hukuk tanımaz Queen Tarım işverenliği, bu itirazın gerekçesi olarak da toplu iş sözleşmesi (TİS) ne kadar geç imzalanırsa enflasyon sayesinde o kadar çok kazanacaklarını arsızca ifade etmekten de kaçınmamıştır.”
Sıfır Zam, Poğaça Krizi ve “Çantacı Sendika” Dayatması
BTO-SEN’in verdiği bilgiye göre, işveren asgari ücret dışında hiçbir zam yapmayacağını belirtirken, TİS görüşmeleri sırasında işçilere sabah paydosunda verilecek bir adet poğaça ya da simit gibi talepler bile tartışma konusu oldu. İşverenin yaklaşımını ise sendika şöyle özetledi:
“İşverenlik 2025 yılı için ‘0’ (sıfır) zam vereceğini belirtmiş; ayrıca ilk hazırladığı taslak üzerinde de değişiklik yaparak % 27 oranında azaltıma giderek bunun kabul edilmesini talep etmiştir.”
Görüşmelerin tıkanmasının ardından işyerine, işçiler üzerinde baskı kurmak amacıyla “çantacı sarı sendika” getirildiği iddia edildi:
“Yasal olarak, Bakanlıkça bir sendikaya yetki belgesi verildikten sonra yeni bir sendikanın TİS yapma imkanı bulunmamasına rağmen, işyerinde işveren eliyle BTO-SEN ile değil kendi tercih ettikleri sarı sendika ile TİS imzalanacağı propagandasına başlanılmıştır.”
Kadın İşçilere Sistematik Taciz ve Tehdit
Özellikle kadın işçilere yönelik uygulamalar, çağrıda dehşet verici ifadelerle yer aldı. Servis şoförleri ve taşeronlar eliyle tehdit, hakaret ve hatta silahla tehditler yaşandığı belirtildi:
“İşyeri temsilcisi olan kadın arkadaşımız silahla kafasına sıkılacağı söylenilerek doğrudan tehdit edilmiştir. Queen Tarım işverenliği ise kendisine bu konuda gelen şikayetlerle ilgilenmek yerine silahla tehdit sürecine dahil olan şoförü tehdit edilen işyeri temsilcisinin servis aracına verecek derecede pervasızlaşmıştır.”
Kadınların aileleri bile tehdit sürecine dahil edilmeye çalışıldı. Engelli işçilere işten çıkarma baskısı yapıldığı da vurgulandı.
Ali Aydın’ın Direnişi ve İş Güvenliği İhlalleri
BTO-SEN temsilcisi Ali Aydın’ın başına gelenler de çağrının en çarpıcı bölümlerinden biri oldu. Sendikal faaliyetlerinden dolayı önce riskli görevlerde çalıştırıldığı, ardından da hukuksuz şekilde işten çıkarıldığı aktarıldı:
“İşyeri temsilcisi arkadaşımız Ali Aydın, herhangi bir iş güvenliği tedbiri alınmadan, kuyu nitelikli derin sayılabilecek su toplanan bir mahalle indirilebilmiş; ardından sera çadırları üzerinde çalıştırılmıştır. Temsilcimiz Ali Aydın’ın geri adım atmaması üzerine de kendisi hukuksuz bir şekilde işten çıkarılmıştır.”
“Kadın İşçilerin Mücadelesi Yalnız Değildir”
Baskıların artmasına rağmen BTO-SEN üyesi işçilerin sendikadan istifa etmediği, bunun üzerine doğrudan tehditlerin yoğunlaştığı vurgulandı. Bu nedenle sendika şu çağrıyı yaptı:
“Kadın işçilere yönelik tacizleri durdurun… Haksız yere işten çıkardığınız işyeri temsilcimizin görevine başlamasını sağlayın… İşçilerin sendika seçme ve toplu sözleşme hakkına saygı duyun, sıfır zam dayatmasından vazgeçin, makul bir TİS teklifi hazırlayın!”
Queen Tarım’ın Danimarka Merkezine Uluslararası Hukuk Uyarısı
Çağrı, Queen Tarım’ın Danimarka merkezine de sesleniyor. Firmanın sadece Türkiye yasalarına değil, ILO sözleşmeleri, BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri ve OECD Çok Uluslu Şirketler Rehberi gibi uluslararası sorumluluklarına da uyması gerektiği vurgulanıyor:
“Queen Tarım olarak işçilerin sendika ve toplu sözleşme hakkını engelleyemezsiniz… Queen Tarım markasının sahipleri olarak sizler büyük beyaz adam; Türkiye’deki işçiler de sizlerin kölesi değildir.”
BTO-SEN’den Tüm Kamuoyuna Dayanışma Çağrısı
Son olarak BTO-SEN tüm demokratik çevrelere şu çağrıyı yaptı:
“Şimdi, dayanışma zamanı. Tüm sendikaları, kadın örgütlerini, meslek odalarını, öğrencileri, hak savunucularını…; Queen Tarım’ın başta kadınlar olmak üzere tüm işçilerinin bu onurlu mücadelesine destek olmaya çağırıyoruz! Siz olmadan kazanamayız… Gelin bu mücadeleyi hep birlikte örelim, hep birlikte kazanalım…”