Ortadoğu’nun kadim coğrafyasında, halkların binlerce yıldır coşkuyla karşıladığı bir bayramdır Nevruz. Bir bahar şenliği olmanın ötesinde, direnişin, özgürlüğün ve halkların eşit mücadelesinin simgesidir. Kawa’nın zulme karşı yaktığı ateş, bugün de ezilenlerin, adalet arayanların, barış isteyenlerin yolunu aydınlatıyor.
21 Mart’ta toprağın uyanışıyla birlikte, insanlığın da umuda ve özgürlüğe uyanmasını diliyoruz. Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünyada barışın, kardeşliğin ve demokrasinin yeşerdiği bir gün olsun. Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandığı, halkların eşit koşullarda bir arada yaşadığı, dillerin ve kültürlerin özgürce filizlendiği bir gelecek mümkün. Newroz, işte bu umudun ve mücadelenin bayramıdır.
Türkiye’de şiddetin son bulduğu, insanların düşüncelerini özgürce ifade ettiği, farklı kimliklerin korkusuzca kendini var edebildiği bir ülke hayal ediyoruz. İstanbul’da yaşanan hukuksuzluklar, hak arayanların baskıyla susturulmak istenmesi, adaletin terazisinin sarsıldığı günler, Newroz’un ruhuyla bir kez daha hatırlatıyor ki; özgürlük ve eşitlik, halkların ortak mücadelesiyle kazanılır. Sokakların, meydanların, fikirlerin baskı altına alındığı bir ülkede, gerçek bir bahar yaşanamaz. Hukukun üstünlüğü, adaletin sağlanması ve herkes için eşit yurttaşlık hakkı, demokratik bir ülkenin temelidir.
Ortadoğu’da, İran’da, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Filistin’de savaşların sona erdiği, halkların özgürce kendi topraklarında yaşadığı bir dünya istiyoruz. Newroz’un ateşi, sadece baharı değil, özgürlüğü ve adaleti de müjdelemelidir.
Bugün, barışı ve demokrasiyi savunan herkesin Newroz’un ruhuyla daha güçlü bir şekilde mücadele etme zamanıdır. Zulme karşı direnenlerin, barışa inananların, eşitlikten ve adaletten yana olanların bayramı kutlu olsun.
Yaşasın Nevruz!
Newroz pîroz be!