Fortem Technologies CEO’su Jon Gruen, Wall Street Journal’da kaleme aldığı yazıda, ABD’nin iç güvenliğinin küçük ve ucuz drone’lar karşısında hazırlıksız olduğunu belirtti. Gruen’a göre, bu tehdit yalnızca teori değil; Ukrayna’daki son saldırı bu senaryonun uygulanabilirliğini kanıtladı.
ABD’nin savunma öncelikleri, yeni nesil tehditler karşısında yetersiz kalıyor. Fortem Technologies’in CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Jon Gruen, 10 Haziran 2025 tarihinde Wall Street Journal’da yayımlanan makalesinde, özellikle First Person View (FPV) türü drone’ların ülke içi güvenliği tehdit eden asimetrik bir silaha dönüştüğüne dikkat çekti. Gruen’a göre, 300 ila 400 dolar arasında temin edilebilen bu drone’lar, içeride konuşlanmış uyuyan hücreler tarafından senkronize biçimde kullanılabilir ve hava üsleri, enerji altyapısı ile sivil havalimanlarına yönelik geniş çaplı saldırılarda etkin rol oynayabilir.
Yazıda, bu tehdidin yalnızca varsayımsal olmadığı, Ukrayna’nın kısa süre önce Rusya’daki nükleer yetkinliğe sahip askeri hedeflere karşı gerçekleştirdiği toplu FPV drone saldırısıyla doğrulandığı belirtiliyor. Saldırı, alçak irtifadan hareket eden küçük drone’ların konvansiyonel savunma sistemleri tarafından tespit edilemediğini ve bu sistemlerin etkisiz kaldığını açıkça ortaya koydu.
Gruen, ABD’nin halen balistik ve seyir füzelerine karşı yapılandırılmış bir savunma sistemine sahip olduğunu, ancak drone’ların sağladığı manevra kabiliyeti ve düşük tespit edilebilirlik nedeniyle bu yapıların günümüz tehditlerine karşı işlevsiz hâle geldiğini ifade ediyor. Ayrıca ABD’nin yerli drone üretim kapasitesinin yetersiz kaldığı, tedarik zincirinin büyük ölçüde dışa bağımlı olduğu ve Ukrayna’nın 2025 yılı için verdiği 4.5 milyonluk siparişin dahi ABD tarafından karşılanamayacağı vurgulanıyor.
Yasal düzenlemeler de bu güvenlik açığını derinleştiriyor. Federal yasaların, yerel kolluk kuvvetlerinin drone’lara karşı gerçek zamanlı müdahalesini engellediğini belirten Gruen, sahada hâlâ yasal yetki eksikliği yaşandığını ifade ediyor. Trump döneminde imzalanan kararnameye rağmen, kolluk kuvvetlerinin yetki sınırlarının netleşmediği kaydediliyor. Gruen, eyalet ve yerel düzeyde eğitilmiş güvenlik personeline müdahale yetkisi tanıyacak iki partili bir yasal düzenleme yapılmasını öneriyor.
Yazının dikkat çeken bir diğer noktası ise ABD’nin güney sınırındaki göç trafiğiyle ilgili. 2024 mali yılının ilk yarısında 24.000’den fazla Çin vatandaşının bu sınırdan giriş yaptığına işaret eden Gruen, bu kitlenin içinde potansiyel uyuyan hücrelerin bulunabileceğine dair kaygıların arttığını belirtiyor. Bu olasılık, iç sabotaj ve organize saldırı senaryolarının ciddiyetini daha da artırıyor.
Jon Gruen’un değerlendirmesi, ABD’nin yalnızca dış tehditlere değil, iç dinamiklerden kaynaklanan güvenlik risklerine karşı da kapsamlı bir reform sürecine girmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Aksi takdirde, yeni nesil hibrit savaşlar artık dış cephelerde değil, metropollerin kalbinde yaşanabilir.
Kaynak: ABD’NİN İÇ GÜVENLİK AÇISINDAN DRONE TEHDİDİ:
Jon Gruen’un Değerlendirmesi Üzerine Analiz// POLİTEİA